Justice Hunter
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Justice Hunter


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Kensei...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Kensei De Martinia
Eternal Flame
Eternal Flame



Mesaj Sayısı : 5
Kayıt tarihi : 30/05/10

Kensei... Empty
MesajKonu: Kensei...   Kensei... EmptyPaz Mayıs 30, 2010 7:19 pm

Konu : Babasının katilini acımadan öldüren bir adam... Bütün ailesini öldürmeyi planlarken kızına aşık oldu! Ve sonrasında sevdiği kadını kandırmaya dayanamayıp polise teslim oldu...


Gözlerim zar zor açılıyordu , 20 yılın yalan yükünü taşıyan bu gözler , kötü bir günün habercisi gibi açılmak istemiyordu.Gözlerimdeki yükü atıp , kalktım.Güneş sanki hedef almış gibi aydınlatmıştı odamı.Gözlerim ne kadar kötü bir haberci olsada , kalbim iyi günün dilekçisiydi.Gözlerimden etkilenip güne kötü başlamama engel olan odamdan çıkıp , sevgilimin yanına gitmek için dua ediyordum. Saçmaydı , dua etmeye gerek yoktu.Derin bir oh çektikten sonra odamdan çıktım. Küçük odamın yanında bulunan sevgilimin odasına girmek için can atıyordum. Tekrar derin bir oh çektim ve sevgilimin odasına girdim.Kapıyı yavaş yavaş açtıktan sonra odaya bir göz attım.Sevgilim odada yoktu , saklandığını düşündüm ve kısık bir sesle

-Mary , Mary nerdesin?

Hergünden farklı bir korku bürümüştü içimi. Bugün ne oluyordu bana böyle? İlk önce gözlerimi zor açıyordum sonrada sevgilimin odada olmayışından korkuyordum , belkide markete gitmişti yinede paniklemeden edemiyordum.Saçmalıyordum , durduk yere ve boş sebeplerle.Sevgilimin odasından çıktıktan sonra aşağı indim.Ev sessizdi , mutfakta fokurdayan çaydanlıktan çıkan sesler hariç. Daha deminki korkum dinmişti , sevgilim kahvaltı hazırlıyor olmalıydı. Ev epey kirliydi , dün geceden kalma cips ve biralar her yere dağılmıştı.Birden ayaklarım beni mutfağın içine attı.Sevgilim Mary , kahlvatı hazırlıyor, en iyi dostum John ise eline günlük gazeteyi almış , kahvesini yudumlayarak okuyordu. Her zamanki günlerden bir farkı yoktu sanırım benim endişelerim tamamen boşaydı.Birden bir gümbürtü koptu , 2-3 el patlayan silah sesleri , sevgilim korkudan elindeki tabağı düşürmüş , Jack ise kahvesinin bir kısmını yere dökmüştü.Jack kahvesini yere koyduktan sonra , bağırarak

-Ne oluyor böyle!!

Bağırmasıyla hızla ayağa kalktı ve dışarı doğru yöneldi , bende peşinden takip ettim.Dışarı çıktığımızda elli yaşlarında bir adam;elinde silah ve kafasında değişik bir şapka var ayrıca değişik siyah bir mont giymiş.Karşısında hareketsiz yatan genç kadına ateş etmiş gibi gözüküyordu.Kadın; Kafasında 3 mermi deliği ile yerde hareketsiz yatıyordu ayrıca elinde dikkat çekici ve bir grup simbolü gibi duran bir dövme vardı.Bu olay bana birşeyi anımsatıyordu.Kalabalık toplandıktan sonra birşeyler hatırlamış gibi kimseye farketmeden oradan koşarcasına ayrıldım.Odama ulaştığımda kapıyı aralık bir şekilde bıraktım ve yatağa büzüldüm.Birden beynimde bir düşünce tornadosu oluşuyordu sanki iç sesimle konuşuyordum yada konuşmuyordum sadece dinliyordum ,isteksizce dinliyordum.Ancak bir süre sonra bu düşüncelerden kurtuldum ve isteksizce kendime sorular sormaya başladım , sorular yankılanır gibi beynimin içinde bir tornado yaratmıştı.Soruların bazılarını net olarak duyabiliyordum.Yalan söylemek doğru mu? Bu şekilde arkadaş edinip yalnızlıkla yaşamak? Bilmiyorum gerçeken bilmiyorum. Bu konuda kendime neden cevap veremiyorum? Suskunum ancak sadece bu konuda… Eğer yalan söylemezsem yalnız kalmayacakmıyım? Ama belki… Belki beni yalnız bırakmazlar. Neden emin olamıyorum? Yoksa onları kendime fazlamı güvendirdim? Hayır, bu olamaz bunun için bir şey yapmadımki ancak sanırım 20 yıllık bir arkadaşa hatta bir dosta güvenmek normal. Ya beni gerçekten çok seviyorlarsa , davranışlarından bu çıkartılıyor ve gözleri yalan söylemiyor. O zaman onları daha çok üzmüş olmazmıyım? Ama bu yalanlarla onları her türlü üzmüş olacağım… Neden düşüncelerimin hiç birine cevap veremiyorum? Gerçekten tam bir yalancıyım ben , hergün yalanlarının ortaya çıkmasından korkan bir yalancı. Epey korkmuşum baksana… Düşüncelerimden kurtulamıyorum , ne kadar zorlasamda olmuyor ama aklıma kızmıyorum , 20 yıldır bana en çok güvenen insanlara karşı yalanlarla yaşıyorum , “Gerçekler Acıdır.” Evet , bu söze ilk defa inanıyorum çünkü gerçekleri söylemekten korkup , yalanlar içinde yaşayıp , sadece kendini kandıran acizden başka bir şey değildim… Yalanım , bir katil olduğumdu hemde şuan en sevdiğim insanın babasının katili… Ama o gece tetiği çeken ben değildim. Evet babamın katilini öldürmek için gitmiştim , onu bulmuştum , o sevgilimin babasıydı ama sadece gözünü korkutacaktım , silahın namlusunu ona doğrulttum ancak doğrulttuğumda yere yıkıldı , elim hiç tetiğe uzanmadı hemde hiç. Nerden geldi şimdi bu düşünceler böyle ; Hiç bir şey olmadan nasıl aklıma girdiler? Berbat hissediyorum , sanki o tetiği ben çekmişim gibi.



Bunları düşünmekten kendimi alamadım bir an.Mary odaya girmişti , bir süre beni süzdükten sonra sesini duydum , “Tom , İyimisin?” Hemen cevap vermedim , şaşkınlığımı üzerimden attıktan sonra küçük bir gülümseme attım ve iyiyim dedim.Sevdiğim kadın , babasının katili olduğum kadın , yalanlarla yaşadığım kadın artık ona hangi ismi koymalıydım bilmiyorum ancak hiçbirini haketmiyordu. O yaşamında kimseye kötü davranmazdı , bu yüzden ne benim gibi bir erkeği sevmeyi hakediyordu nede onla aynı yerde bulunmayı.Mary;1.65 boylarında , ela gözlü ve esmer tenli biri , saçları omuzlarının biraz aşşağısına kadar uzanıyor ve kumral ayrıca çok güzel bir yüzü var.Mary , iyiyim dediğimde sanırım yalan söylediğimi anlamıştı.Yeşil gözlerini üstüme dikmiş bana bakıyordu ancak ben ona bakamıyordum , belkide utançtan.Yaklaşık beş dakikadır oturduğum bu yataktan afallaya kalktım ve sevgilimin karşısında dikildim , ellerini tuttum ve ikna edici bir dille

-Ben iyiyim merak etme.

Sanırım biraz daha ikna olmuştu ancak tam emin değil gibiydi , gerçekten onu şüphelendirip üzmek istemediğim için son hamlemi yaptım , dudağının kenarına ufak bir buse kondurdum.Biraz utanmıştı aslında haklı bunu pek sık yaptığım söylenemez ancak onu gerçekten seviyorum.Bir süre sessizliğin ardından oda beni öptü ve odayı terketti , evcilik oynayan çocuklar gibiydik aramız hep böyle soğuktu ancak bu yaz düğünümüz vardı.Belki soğuk davranan taraf bendim eğer ona daha çok değer verirsem gerçekleri öğrendiğinde üzülme seviyesi artacaktı çünkü babasının ölümüne azda olsa üzülmüştü , azda olsa diyorum çünkü babası onları , o beş yaşındayken terketmişti , annesi ise hayat kadınlığı yaparak geçiniyordu ancak Mary bu işe hiç bulaşmamıştı.Abisi onu küçük yaşta kaçırmıştı evden ve abiside onu koruyacakken ölmüştü , Mary hep benimle karşılaşana kadar kendisinin lanetli olduğunu düşünürdü ancak bende babasının katiliydim.Bunu , ona söylemekle doğrumu yapacaktım yoksa yanlış mı? Her zaman olduğu gibi hiçbir fikrim yoktu.Sanırım ona herşeyi anlatmam gerekiyordu zaten başka çarem yoktu ancak ona bunu nasıl anlataktım…Herşeyi yoluna bırakmak lazımdı yani ben bir şey yapmayacaktım sadece gidip söyleyecektim , sanırım bu en doğrusu.Hızla daha demin aşşağı inen Mary’nin peşinden koşmaya başladım.Aşağıda bir koltuğa büzülmüş , biraz mutlu ama her zamanki somurtuk halinden bir şey kaybetmemiş şekilde oturuyordu.Yanına oturdum.Benim geldiğime sevinmişti , yüzündeki somurtma yerini gerçek bir gülümsemeye bırakmıştı.Hiç bir şey demeden göğsüme yattı , bende bu yaklaşımı karşılıksız bırakmadım ve saçını okşamaya başladım.Bu romantik anlar pek olmazdı bizim ilişkimizde , sanırım bunu değerlendirip söyleyecektim.İnce ve mahçup bir sesle konuşmama başladım,

-Mary , sana bir şey söylemem lazım…

O da bu romantik anı bozma çabasında değildi bu yüzden cevabı biraz gecikmişti.Bir sürelik sessizliğin ardından oda ince ancak hiçbir mahçupluk olmayan sesiyle

-Söyle…

Göğsüme yaslanmış ve masumlar gibi yatarken ne diyeceğimi hiç bilemedim.Nasıl derdim ona ,ben babanın katiliyim diye. Bu romantik anı bozmayada pek niyetim yoktu.Güzel bir söz söyleme vaktiydi sanırım ,

-Mary , seni çok seviyorum , ne olursa olsun benden ayrılma olurmu…

Mary dediğimden hoşlanmış olmalıki yüzünde çok güzel bir gülümseme beliriyor.Onu mutlu etmeye bayılırım ancak şuan bunların sırası değil.Pek beklemeden cevabım geliyor

-Bende seni seviyorum Tom , biz asla ayrılmayacağız.

İlişkimi ve sevgilimi gerçekten seviyordum , efsane bir aşk olmalıydı bizimkisi , ne kadar zıt varlıklar olsakta ölümüne seviyorduk birbirmizi , ne kadar soğuk davransakta birbirimize , birbirimizi hiç bırakmazdık.Bunu oda , bende biliyordum.Aslında en başta bu ilişkiyi onu kırmamak için kabul etmiştim ve katil olduğumu hiçbir zaman bilmiyordu.Ancak ilişki ilerledikçe ona aşık olmaya başladım , o kadar güzel ve iyi bir kadınki hiçbir varlık , o gözleri reddedemez.Belki edebilecekler vardı , benim gibi ölümüne seven kişiler asla sevdiği kişiden başka birine bakmaz , Mary’de ilişkilere hep sadıktır ve beni gerçekten seviyor , bunu biliyorum , bunu kalbimde hissediyorum , beni asla bırakmayacağına eminim.Ama ya gerçekten babasının katili olduğumu biliyorsa ya bana çok yaklaşıp sonunda öldürecekse , böylece ondan kimse şüphelenmez.İyice paranoyaklaştım ne saçmalıyorum ben! Sanırım kendime dur deme vakti gelmişti eğer biri engel olmazsa iyice paranoyak olacaktım. Korkmuyordum ancak mahçuptum ve seviyordum.Aslında ben , ona “Babanın katili benim.” desemde inanmazdı hatta karşısına tüm delilleri sunsamda bana inanmazdı sadece deli olduğumu düşünürdü ancak beni sevmekten asla vazgeçmezdi , asla.Sevgilim göğsüme yaslanmış ve elim saçlarının arasında süzülüyordu.Mutlu bir andı , en azından bana göre.Sevgilimin kumral saçlarının bir kısmı omzumda , bir kısmı ise bacaklarımdaydı , saçları epey uzundu.Göğsümde duran alnını kendime doğru doğrulttum ve alnına bir buse kondurdum.O an anlıyordum onu ne kadar sevdiğimi ve hiç üzemeyeceğimi.Bazen diyordumki hatta hep diyordumki “Tanrım neden bir katil olmadan önce tanıştırmadın beni hayatımın kadınıyla?” En büyük isyanım buydu sanırım.Kalbimi büyüleyen kadın hemen yanımdaydı ve hiç bir şey yoktu.Bu anda ne kadar mutlu olsamda bi’ o kadarda üzgündüm , babasının katili olduğum kadın göğsümde yatıyordu.Son zamanlarda iyice saçmalamaya başlamıştım , o tetiği çekmediğimden emindim ancak neyin nesi bu korku? Sorduğum hiçbir soruya cevap veremeyecek kadar aciz bir suçluydum sanırsam , baksana git gide katil olduğumu kabullenmeye başlamıştım.Belki yalnız yaşasam bu kadar endişeli olmazdım Mary hakkında , onu hiç tanımasam belki bunlar olmayacaktı.Düşüncelerim tekrar kafamda canlanıyordu aslında onunla tanışma amacım onunla sevgili olma değil onu öldürmeydi.Onu öldürmek istiyordum hatta o adamın tüm ailesini , tüm tanıdıklarını ancak bu kin sadece onu tanıyıncaya kadar sürmüştü , o değiştirmişti hayatımı ve o anlam katmıştı hayatıma , hayatımın anlamı olmuştu.Sabah olan endişelerimin tamamı kaybolmuştu , Mary yanımda olduğumda tüm kötü anıları unuta biliyordum belkide bu yüzden babamı öldüren adamın kızıyla sevgiliydim , ne olursa olsun bana o anıları unutturuyordu.Ben unutabilmiştim ancak o hassas ruhuyla babasının ve annesinin ölümünü unuta bilecekmiydi , özellikle çok merak ettiği babasının ölümü , katili bulunamadığı için dava iptal edilmişti , iyi saklanmıştım ancak suçlu ben değildim.Derin sessizliği bozan Jack’ti , “Heyy Millet!”Bir an içimden onu öldürücem desemde rahatım bozulmadığı için ona kızmıştım ancak birkaç saniye sonra sevgilim göğsümden kalkıp kol altıma girmişti , benim için sorun yoktu ancak neden böyle bir şey yaptığınıda merak etmemiş değildim.Jack bağırdıktan sonra çok konuşmamıştı , belli ki yukardaydı çünkü merdivenlerden inen gürültülü ayak sesleri beni epey rahatsız etmişti.Jack aşşağı indiğinde gülümsüyordu , çok iyi bir şey olmuş gibi ancak yine saçma bir şey olacağından kesinlikle emindim , ben bunları düşünürken Jack sözüyle açıkladı , ”Süper korku filmleri buldum!" bu , beni ve sevgilimi biraz sinirlendirsede ikimizde izlemeyelim dememiştik.Jack sessizliğimizle onaylanan kararın ardından cd yi , dvd ye taktı , filmi merak ediyorum eğer gerçekten kötü bir şeyse tepkim daha deminki gibi olmayacaktı aslında bir insan buna kızmazken biz Jack sayesinde en ufak saçmalığa kızardık , bıkmıştık çünkü Jack hergün ayrı bir saçmalık bulur ve yapardı.


Filmi pek beğendiğim söylenemezdi ancak yinede film olmasada filmi izlerkenk i an güzeldi.Sevgilimin korku sahnelerinden korkmamasına rağmen bana sarılması ve üstüme atlaması hoşuma gidiyordu , ne kadar çocuksu şeyler yapsada onu çok seviyordum , bu bi’ gerçekti.Film bitikten sonra gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı , sevgilim buna biraz kızsada bana hak vermişti , dün çok yorucuydu ve bugün yeterince uyumadım , o her konuda kimin haklı olduğunu biliyordu , güçlü bir kadındı , en çok sevdiğim yönlerinden biriside bu olsa gerek.Film biter , bitmez yatmak için odama gittim.Odam sabah bıraktığım gibi aydınlık değildi , normal çünkü hava çoktan kararmıştı , odamın içinde hafiften bir alacakaranlık durum vardı , yatağımı zar zor görsemde yatabilmiştim.Hemen uyuyamadım , uykuya dalıp kendimi serbest bıraksam düşünce denizinin beni tekrar elegeçireceğinden korkuyordum , bu böyle olmayacak en iyisi ona gerçekleri söylemek.Yüzüne söyleyemesemde bir kağıtla bildirmeliyim.Evet , bu kararımı onaylıyorum sabah o uyanmadan odasına not olarak bırakacağım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Charity
Eternal Flame
Eternal Flame
Charity


Mesaj Sayısı : 28
Kayıt tarihi : 27/05/10

Kensei... Empty
MesajKonu: Geri: Kensei...   Kensei... EmptyPaz Mayıs 30, 2010 7:25 pm

89
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kensei...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kensei...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Justice Hunter :: Oyun'a Hazırlık :: Rp :: Rp Puanlama-
Buraya geçin: